Sanal dünyanın sayısız seçeneği içinde yolunuz bir şekilde blog' uma düşmüşse, özgür düşünce, bilimsel merak, yaratıcı fikirler içeren tartışmalardan hoşlanacağınızı düşünerek, size güzel bir duyuruda bulunmak istiyorum.
Boğaziçi Üniversitesi, en seçkin hocalarıyla, hepimizin hayatının içinden geçen, güncel, bilimsel konularda, isteyen herkesin ücretsiz katılabileceği 90 dakikalık seminerler vermeye başlıyor. 90 dakikanın, 50 dakikası öğretim üyesi sunuşuna, 40 dakikası ise katılımcılarla gerçekleştirilecek soru-cevap bölümüne ayrılacakmış. Süper, üniversite sıralarında bu kadar tartışma platformu bulamazsınız :-)
Üniversite, bilimsel bilgi ve tartışmanın önündeki bütün engelleri kaldırıyor yani. "Açık Ders" olarak adlandırılan bu girişime Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’ni tahsis ederek destekte bulunmuş. Ankaralı olarak katılmam zor ama katılımcıların görüşlerini duymak isterdim doğrusu...
İlki 19 Nisan'da yapılacak seminerin konusu,
"İnsan ve Makine Beyinlerinin Sınırları’’
Mayıs ayındakiler ise sırasıyla,
'Stresin Sinir Sisteminin Üzerindeki Etkileri’’
“Dil, Beyin ve Evrim”
“Zaman Algısı” üzerine
Şimdi "açık ders", "open education" haberini verince, nereden çıktı bu girişimler kısmına da biraz girelim isterseniz. Açık - openness kavramı, kişilik özelliği olarak ya da taaa, aydınlanma dönemine giden ve modern eğitim kuramında bulunan bir özellik aslında. Bugün iletişim imkanları, bilgiye serbest erişim, şeffaflık etkisiyle, daha bir yaygınlaşıp önem kazanmışa benziyor, hep görüp duyuyoruz, sadece eğitim değil "open society", "open architecture", "open innovation" uzayıp gidiyor...
Sonuçta, eğitim kurumları öğrenmenin önündeki her türlü ön şart vs. engeli kaldırarak, kitlelere ulaşıyor ve yaşam boyu öğrenme ideali için de harika bir fırsat sunmuş oluyor.
0 yorum :
Yorum Gönder